SANATIN KADINLARI: SHİRİN NESHAT
- Berna ÖZÇELİK
- 30 Ağu 2016
- 2 dakikada okunur
İranlı, sürgünde yaşayan ve bir görsel sanatçı olan Shirin Neshat yaptığı çalışmalarla ne kadar güçlü bir kadın olduğunu bizlere gösteriyor. Ülkesinden ayrı olmak onu kültürünü kullanmaktan alıkoymuyor. Ona göre kültür bir direnme biçimi. Hem batı kültürünün doğuya bakış açısını eleştirirken aynı zamanda yönetimde kalabilmek için her türlü kötülüğü yapan İran hükümetini de eleştiriyor.
1979 da 12 yıldır ayrı kaldığı ülkesine dönünce tamamen ideolojik bir İran ile karşılaştı. İslam devrimi gerçekleşmişti ve o toplumdaki yerini aramakla meşguldü. Bunun yanı sıra Fas kültüründen uzaklaşmış tamamen siyasal ideolojinin simgesi haline gelmiş İran kadınlarını gördü. Tek bir kadını inceleyerek bile bütün ülkenin düşünce yapısını anlayabileceği bir ortamın olduğunu fark etti. Bunun üzerine “Woman of Allah” adlı çalışmasına başladı.


2009 yılında bir film çekti. Adı “erkeksiz kadınlar” 1953’ün İran’ında geçen bir film. Filmi çekme amacını ted talks platformunda yaptığı konuşmada şöyle açıklıyor:
“Biri ülke olarak tarihimizi Batılılara anlatmanın önemli olduğu düşüncesiyle bu filmi yaptım. Hepiniz İslam devriminden sonraki İran'ı hatırlıyorsunuz. Oysaki İran bir zamanlar laikti demokrasi vardı ki, o demokrasi bizlerden Amerikan hükümeti tarafından İngiliz hükümeti tarafından çalındı. Film, İranlılara da hitap ederek tarihe dönmeleri ve bu kadar İslamlaştırılmadan önce nasıl göründüklerine, ne gibi müzikler dinlediklerine, nasıl bir entelektüel hayata sahip olduklarına bakmalarını söylüyor. Ama hepsinden önemlisi demokrasi için nasıl çarpıştığımıza.“
Film kadınca bir hikâye ile siyasi bir hikâye arasındaki dengeyi çok iyi yakalamış ve amacına ulaşan bir film olmuş. Filmin vizyona girdiği yaz tesadüfî bir olay gerçekleşiyor ve Tahranda “Yeşil Hareket” başlıyor. Yeşil Hareket kaybettiği demokrasisini ve adaletini arayan bir halkın hareketi. Shirin Neshat bu Tahran sokaklarında gördüğü kadınlardan daha da güç bulmaya başlıyor.

Hala sürgünde ve göçmen bir sanatçı olarak çalışmalarına Türkiye, Fas ve Meksika’da devam etmekte. O sanatın kadınlarından yalnızca birisi. Elindeki güçle halkına yapılan otoriteye karşı çıkıyor. İran kadınının sesi olurken benliğini de buluyor.
Comments